Mahfi Eğilmez faiz indiriminde doğru zamanlama için tarih verdi
‘Kendime Yazılar’ blogunda iktisatçı Mahfi Eğilmez, “Faiz İndiriminin Zamanlaması” başlıklı yazısında, geçen hafta piyasaların odağında yer alan başta ABD Merkez Bankası (Fed) olmak üzere Avrupa ve TCMB’nin de olduğu merkez bankalarının faiz kararlarını inceledi.
Eğilmez, faiz kararlarında indirim ve artırımlara yönelik değerlendirmesini ülkelerin ekonomilerindeki hassasiyetleri üzerine yaptı. Eğilmez, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) için faiz indiriminde nelerin etkili olduğunu ve bunun da hangi tarihte çözülebileceğini de açıkladı.
Eğilmez, Fed’in faizi indirimini piyasalarda “çoğunluk beklentisi” olan 25 baz puan yerine, 50 baz puan yapmasına yönelik “faiz – enflasyon – büyüme – işsizlik oranı ilişkilerinin” ön plana çıktığını belirtti.
Mahfi Eğilmez, ABD’de enflasyon oranında manşet oranda çok çekirdek enflasyondaki sınırlı yükseliş eğilimine dikkat çekerken, Fed’in de bu orana karşı daha dikkatli olduğunu hatırlattı. ABD büyümesinde ortalamada yakalanan oranın ekonomide sorun yaratmadığı görülürken, işsizlik oranları da eklendiğinde tabloda, “Fed’in faiz kararı verirken en fazla üzerinde durduğu bu üç göstergedeki (enflasyon, büyüme, işsizlik oranı) gidişe bakarsak faizi 50 baz puan düşürmesine yol açacak bir durum görünmüyor” dedi.
KÜRESEL KRİZ DEĞERLENDİRMESİ…
Fed’in bu görünümde faiz indirimini 25 baz puan değil de 50 baz puan yapmasını ise Mahfi Eğilmez, hem siyasi hem de projeksiyonlarda erken uyarı sisteminin Avrupa ve Asya’da resesyon sinyallerine yönelik görüldüğünü şu şekilde belirtti:
“Fed, dünyada durgunluğa doğru genel bir gidiş olduğunu görüyor ve yeniden bir küresel krize girilmesini önlemek için adım atıyor. Bence Fed bir önceki toplantıda yapması gereken 25 baz puanlık faiz indirimini yapmadığı ve sonrasında geç kalmışlık endişesine kapıldığı için bu kez 50 baz puanlık bir indirim yaptı.”
Mahfi Eğilmez, Türkiye’de enflasyonun diğer ülkelerden çok yüksek olduğunu ve sorunlarıyla çözümlerinin de farklılaştığını ifade ederken, Türkiye’nin son 50 yıldır ortalama yüzde 38 enflasyonla yaşadığını da hatırlattı.
Enflasyonun yanında “uzun süredir egemen olan dolarizasyon olgusuna” dikkat çeken Eğilmez, ekonomide dövize bağlı yapıya değinerek, bir başka ciddi sorun olarak da “bir yıl içinde ödenmesi gereken dış yükümlülüklerin toplamının çok yüksek olmasını” gösterdi.
Mahfi Eğilmez, TCMB’nin faizi ne kadar süreyle yüksek tutacağının yanıtının 3. çeyrek büyüme oranlarında olduğunu belirtti. 29 Kasım 2024’te açıklanacak GSYH’nin sonrasında TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının 26 Aralık’ta olacağını hatırlatarak, şu senaryoyu da ekledi: “Bu toplantıdan önce TCMB’nin politika faizini indirmesi için öncü göstergelere göre üçüncü çeyrek büyümesinin sıfıra, dördüncü çeyrek beklentisinin eksiye (küçülmeye) doğru gittiği kanısına varması ve siyasetçinin de aynı düşüncede olması gerekir diye düşünüyorum.” (Kaynak)
(ALINTI)